Takilmiş

Bir gün tırla Haarlem ‘in ( Holland) içinden geçiyordum. On iki tonluk bir vinç Waarderpolder sanayi bölgesine götürecektim. Bu vincin direği oldukça yüksekti. Bu yüzden bir demir yolu köprüsüne yakla-şırken yavaşladım. Kapıyı açıp vincin direğine baktım. Tam altından geçebileceğimi sanıyordum. Kapıyı kapatıp gaza bastım. Fakat o köprü biraz eğri olduğu için son santimlerde yine de takıldım. Gaza iyice basarak altından çıkabileceğ-imi düşünüyordum. Bunu yaptıktan sonra ise tamamen takıld-ım. Demir yolu-nun arkasında görmediğim dar bir yaya köprüsü da vardı. Vincin direği bu iki köprülerin arasındaki aralıkta kalmıtı. Ne öne, ne arkaya gidebiliyordum. Genelde her şeye bir çare bulabili-rim ama, bu daha başka birşeydi. Üstelik de polis amcalar gelmeden önce çıkmak istiyordum, çünkü köprüye büyük çizikler bırakmıştım. Vincin tekerleklerinin havasını tamamen, tırın tekerleklerinin havasını ise yarıya kadar boşa-lttım. Böylece köprülerin altından çıkabildim. Daha sonra bana bütün demiryo-lu geçitleri ve köprülerini, ayrıca da yolların azami yüksekli-ği ve güzergâhını gösteren bir harita verdi-ler.

Takilmiş

Hayatta da takılabiliriz. Kendimizi problemlere sokup bazı kurnazlıklarla çıkmağa çalışabiliriz. Ve bazen gerçekten başarılı gibiyiz. ‘Gibi’ kelimesini kullanıyorum çünkü genelde problemleri çözmüyoruz, ama daha büyük sorunlara düşüyoruz. Ben tırla nasıl takıldıysam, aynı şekilde kendi hayatımda da takıldım. Dür-üst değild-im, ve bazı bahaneler kulla-na-rak kurtul-ma-ğa çalışıy-ord-um. Bazen de başarılı gibiydim. Fakat as-

lı-nda eşimden yavaş yavaş uzaklaşıyordum. Bu hayat tarzı yaşamımı mahvediyordu. Çok iyi bildiğim birşey vardı: benim hayat tarzım hiç iyi değildi. Bunu değiştirmek istiyordum, ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Daha iyi bir şekilde yaşamağa çalıştığım zaman hep boşa çıkıyordu. Bir türlü direnemiyordum.

En sonunda çözümünü buldum. Bana problemimin pek özel olmadığını anlatan birisiyle karşılaştım. Bu da Kitabı Mukaddes, ve özellikle Yu-hanna Inci-lini okumamı tafsiye etti. Eşimle ben bunu beraber yapmağa karar verdik. Ikimiz eksikliklerimizi görmeğe başladık. Ikimiz doğru olmayan şeyler yapardık. In-cil’e göre bunlar günah, ve bu günahlar Allah’la insanlar arasında ayrılık yapar. Incil’de de Hz. Isa Mesih’in ‘Yol, gerçek ve hayat ben’im’ dediğini okuduk. O zaman diz çöküp Allah’a dua ettik. Eksikliklerimiz çok olduğunu itiraf edip hayatımızda kendi suçlarımızdan dolayı yanlış giden şeyler için af dile-dik. Birbirimizden de af diledik ve kötü da-vrand-ığımız insanlara gittik. Mümkün olduğu kadar yaptığımız hata-ları düzeltmeğe çalıştık. Hz. Isa Mesih bizim günahlarımız için ölüp ölümden dirildi diye Allah’a candan şükrettik. O zaman Allah tüm günahlarımızı affedip hayatımızı yeniledi. Evliliğimiz ilk aşkımızın zamanında olduğundan daha güzel olmağa başladı. Hayır, bu geçici bir şey değildi. Hayat-ımızı Hz. Isa Mesih’e teslim ettikten sonra, beraber otuz sene daha büyük bir mutluluk içinde yaşadık. Otuz iki sene evli olduktan sonra eşim çok ağır hastalanıp vefat etti. Hz. Isa Mesih’in yanına gitti ve ben de bu dünyayı arkamda bırakacağım zaman onu tekrar göreceğim.

Allah onun ve benim hayatımı gerçekten yeniledi. Belki anlattığımız şeyler yüreğine dokunmuştur. Belki hayatını bizim yaptığımız kadar altüst etmedin, ama yine de sonsuza kadar mutlu olman için Hz. Isa Mesih’e senin de ihtiyacın vardır. Bizim hayatımızda yaptığı şeyler senin hayatında da yapmak ister. Sessiz bir yere gidip, örneğin tırının şoför mevkii-nde, O’na dua edebi-lir-sin. Bağırırsan da, fısıldarsan da, bütün O’na yürekten anlattığın şeyleri işitir. Eğer gerçekten dürüst olursan, kalbine huzur vererek cevap verecek.

Arabamdaki haritayı hatırlıyor musun? Tırla ‘şüpheli’ bir trenyolu ya da yüksekliğini bilmediğim bir köprüden geçmem gerektiği zaman hep bu haritaya bakardım. Şimdi ise yanımda bir kitap daha vardır. Bu, Kitabı Mukaddes’tir. Kitabı Mukad-des ‘te Allah’ ın benim için olan sevgisi hakkında okuyabilirim. Bu rehber beni ruhsal takılmaktan koruyor.

Eğer bu konuda daha çok bilgi edinmek istersen kuponu doldurup bize gönderebilirsin.

Kitabı Mukaddes’te iki yoldan bahsedilir.

Birinci yol için söyle yazıyor:

Yol var ki, adamın önünde doğru görünür, fakat onun sonu ölüm yollarıdır (Süleymanın Meselleri 14:12).

Ikinci yol ise Hz. Isa Mesih’in yoludur.

O şöyle diyor:

Yol benim (Yuhanna 14:6). Bana iman eden ölmüş olsa da, yaşar.

Bu, Allah’ın yanında sonsuz ve mükemmel bir hayat demektir! Bu görkemin sonu yoktur!

Hangi yolu seçiyorsun?

M. Stam (Hollandalı bir tır şoförü)

Yeni bir hayat mümkün mü?  Buraya tıklayın

    ücretsiz olarak kullanılabilir: